TÜRK DİZİLERİNDE KADININ METALAŞTIRILMASI
Televizyon günümüz için en önemli kitle iletişim araçlarından birisidir .Menzili böylesine geniş ve etkisi fazlaca büyük olan bu kitle iletişim aracıyla gönderilen,yansıtılan mesajlar bireylerin hayatlarının etkileyecek derecede bakış açısı kazandırıyor ve rol oynuyor.Türk televizyon medyası bu gerçeğin farkında olmasına rağmen ,takındığı kapitalizm tavırlarıyla birlikte dizilerde yer alan kadın figürlerini metalaştırmaktadır .
Peki bahsettiğimiz bu metalaştırmak nedir ?
Terim olarak kullanımı 1977 'ye rastlamasına rağmen ,kavram olarak Marxist klasiklerde karşılaşılan ,kapitalizmi açıklayan temel dönüşümdür.''Şeylerin ''kendi özelliklerinden sıyrılıp başka sıfatlar yüklenmesi veya atfedilmesi,değiştirilmesi durumudur.
İnsan neslinin üremesi, insan toplumlarının birincil koşuludur. Bedenleri ve doğurganlıklarıyla toplumların varoluşunu ve süre gitmesini sağlayan kadınlardır. Kadın bedeninin toplumların varlığını sürdürmesinde bu muazzam katkısına karşılık, erkek egemenliği, çağlar boyunca, kadın bedeni üzerinde yeniden üretilmiştir. Erkekler, kadınları, cinselliklerini, doğurganlıklarını, bedensel etkinliklerini denetleyerek tahakküm altına almaya çalışmıştır.Günümüzde kadın olma sıfatı artık medyada pazarlanabilir hale gelmiştir.Kadına ait olan özgürlük televizyon dizilerinde gittikçe kısıtlanmaya başlandı.Kadına sadece bedensel yönden değer verilmesi üzerine ortaya istenmeyecek durumlar çıkmaya başladı.
Bazı dizilerde eril yapının yapının öne çıkartılıp ,erkeklik vurgusunun fazlaca yapılmasına karşın sırf kadın olduğu için bireyler aşağılanmaya ötekileştirilmeye ve özgürlük kısıtlanmalarına maruz kalmakta.Buna benzer meta davranışlarına günümüz dizilerinde fazlaca rastlıyoruz.Bu metalaştırılma sayesinde ,topluma yansıtılan kadın imajı değişmekte ve algılarla oynanmaktadır.Kadına yönelen bakışların tek tip olmasına neden olmakta,kadın kalıplara sokulmakta ve bu kalıplara uyma beklentileri geliştirmektedir.
Topluma yansıtılan
kadın imajı değişmekte ve algılarla oynanmaktadır. Çok
acı bir şekilde bu durum içselleştiriliyor. Her geçen gün bu alt mesajlara
sahip dizilere bir yenisi ekleniyor. Ekranlarda şiddetin, mağduriyetin dozu azalmıyor,
aksine
bir
çığ gibi artarak çoğalıyor. Bir kaç kez televizyon izleyerek bile, yalnızca
dizilerde de değil tüm yayın kuşağı incelendiğinde bile , kadın figürünün nasıl ele alındığı,
ne
tür kalıplara sokulduğunu
görmek oldukça kolay. Dizilerdeki ahlak muhakemesi her nedense kadının
üzerinden
sonuna
kadar yapılabiliyor. Eleştirilerin ardı arkası kesilmiyor. Bunun karşısında da giderek
normalmiş gibi lanse edilen ama tamamen
erkeğin hüküm kurduğu
kuma, metres, çok eşlilik
gibi
konular üst düzey bir saygınlıkla ekranlarımıza taşınıyor. Kadınların yalnızca bir erkek uğruna her şeyinden vazgeçmesi, elinin tersiyle
imkanlarını
reddetmesi, bir erkek için kadının
kadına karşı verdiği
savaş çok yaygın kullanılan bir tema.

Reklamlarda diZilerde kadının metalaştırılmasıyla ilgili çok sayıda görüntüler mevcut artık bu algının değişmesi gerekli kadını küçük düşüren değil de onların ne kadar güçlü olduğuyla ilgili reklamlar yayınlanmalı. Etkileyici bir yazı olmuş
YanıtlaSil